Soru
- Şöyle bir iddia var, bu iddiaya ne cevap verilebilir?
Cevap
Öncelikle ifade edelim ki, sebepleri de neticeleri de yaratan Allah’tır. Bunun şuurunda ve bilincinde olarak, Allah’ın yarattığı sebeplere uymak da ibadettir. Peygamberler, her konuda olduğu gibi bu konuda da ümmetlerine örnek olmuşlardır.
Sebepleri yok sayıp, hastalıktan şifa için doktora ve ilaca, açlıktan kurtulmak için yemeye ve içmeye gerek yok mu diyeceğiz.
Şu hâlde, Allah’ın Hakîm isminin gereği olarak, sebeplere riayet etmenin fiili bir dua olduğunu bilinciyle hareket etmeliyiz.
İşte Hz. Musa da buna uygun hareket etmiştir.
Demek ki, Hz. Musa’nın kardeşine olan ihtiyacı, onun bir insan olarak gösterdiği gerekçelere dayanır. Hz. Muhammed (asm) Efendimiz dahil peygamberlere yapılan yardımlardan söz edilmektedir.
Allah her şeye kadirdir, fakat her şeyi kudretiyle değil, hikmetiyle de takdir ve tayin eder.
“Senden önce gönderdiğimiz peygamberler de yemek yer, çarşılarda ihtiyaçlarını temin ederlerdi. Böylece sizi birbirinizle imtihan ediyoruz: bakalım buna sabredecek misiniz, sabredemeyecek misiniz? Rabbin zaten her şeyi görmektedir.” (Furkan, 25/20)
mealindeki ayet ve benzerlerinde peygamberlerin ümmetleri ile ilişkileri “Allah’ın kudretinin tezahürünü değil”, insanların imtihandaki samimiyet ve sabırlarının ortaya çıkmasını sağlamaya yöneliktir.
“Musa, 'Rabbim!' dedi, 'Gönlüme ferahlık ver. İşimi bana kolaylaştır. Dilimden düğümü çöz. Ki sözümü iyi anlasınlar. Yakınlarımdan birini bana yardımcı ver. Kardeşim Harun’u. Onunla gücümü pekiştir. Onu da görevime ortak et. Ta ki seni bol bol tesbih edelim. Ve seni çok analım. Kuşkusuz sen bizi görmektesin.'” (Taha, 20/26-35)
“Musa dedi ki: 'Rabbim! Ben onlardan birini öldürmüştüm, beni öldürmelerinden korkuyorum! Kardeşim Harun benden daha açık ve düzgün konuşur. Onu da beni onaylayan bir yardımcı olarak yanımda gönder. Zira beni yalancılıkla itham etmelerinden endişe ediyorum.' Allah buyurdu: 'Seni kardeşinle destekleyeceğiz ve size öyle bir güç vereceğiz ki, bu sayede size erişemeyecekler, mucizelerimizle siz ve size tabi olanlar üstün geleceksiniz.'” (Kasas, 28/33-35)
mealindeki ayetlerde işaret edildiği üzere, Hz. Musa’nın dillendirdiği samimi ve beşeri ihtiyacını karşılamak için Hz. Musa’ya kardeşini yardımcı verilmiştir.
Özetle, bu gibi vasıtalı yardımların hikmeti, mücadele eden taraflardan müminlerin imanlarını, şecaatlerini, teslimiyetlerini, samimiyetlerini ve sabırlarını ölçmektir.
Selam ve dua ile...
Öncelikle ifade edelim ki, sebepleri de neticeleri de yaratan Allah’tır. Bunun şuurunda ve bilincinde olarak, Allah’ın yarattığı sebeplere uymak da ibadettir. Peygamberler, her konuda olduğu gibi bu konuda da ümmetlerine örnek olmuşlardır.
Sebepleri yok sayıp, hastalıktan şifa için doktora ve ilaca, açlıktan kurtulmak için yemeye ve içmeye gerek yok mu diyeceğiz.
Şu hâlde, Allah’ın Hakîm isminin gereği olarak, sebeplere riayet etmenin fiili bir dua olduğunu bilinciyle hareket etmeliyiz.
İşte Hz. Musa da buna uygun hareket etmiştir.
Demek ki, Hz. Musa’nın kardeşine olan ihtiyacı, onun bir insan olarak gösterdiği gerekçelere dayanır. Hz. Muhammed (asm) Efendimiz dahil peygamberlere yapılan yardımlardan söz edilmektedir.
Allah her şeye kadirdir, fakat her şeyi kudretiyle değil, hikmetiyle de takdir ve tayin eder.
“Senden önce gönderdiğimiz peygamberler de yemek yer, çarşılarda ihtiyaçlarını temin ederlerdi. Böylece sizi birbirinizle imtihan ediyoruz: bakalım buna sabredecek misiniz, sabredemeyecek misiniz? Rabbin zaten her şeyi görmektedir.” (Furkan, 25/20)
mealindeki ayet ve benzerlerinde peygamberlerin ümmetleri ile ilişkileri “Allah’ın kudretinin tezahürünü değil”, insanların imtihandaki samimiyet ve sabırlarının ortaya çıkmasını sağlamaya yöneliktir.
“Musa, 'Rabbim!' dedi, 'Gönlüme ferahlık ver. İşimi bana kolaylaştır. Dilimden düğümü çöz. Ki sözümü iyi anlasınlar. Yakınlarımdan birini bana yardımcı ver. Kardeşim Harun’u. Onunla gücümü pekiştir. Onu da görevime ortak et. Ta ki seni bol bol tesbih edelim. Ve seni çok analım. Kuşkusuz sen bizi görmektesin.'” (Taha, 20/26-35)
“Musa dedi ki: 'Rabbim! Ben onlardan birini öldürmüştüm, beni öldürmelerinden korkuyorum! Kardeşim Harun benden daha açık ve düzgün konuşur. Onu da beni onaylayan bir yardımcı olarak yanımda gönder. Zira beni yalancılıkla itham etmelerinden endişe ediyorum.' Allah buyurdu: 'Seni kardeşinle destekleyeceğiz ve size öyle bir güç vereceğiz ki, bu sayede size erişemeyecekler, mucizelerimizle siz ve size tabi olanlar üstün geleceksiniz.'” (Kasas, 28/33-35)
mealindeki ayetlerde işaret edildiği üzere, Hz. Musa’nın dillendirdiği samimi ve beşeri ihtiyacını karşılamak için Hz. Musa’ya kardeşini yardımcı verilmiştir.
Özetle, bu gibi vasıtalı yardımların hikmeti, mücadele eden taraflardan müminlerin imanlarını, şecaatlerini, teslimiyetlerini, samimiyetlerini ve sabırlarını ölçmektir.
Selam ve dua ile...
0 Yorumlar